Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia
"Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar." - S. Birsel
Bir kimse ile birine gönderilen şey.
Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer.
escrow. custody. person or thing entrusted to another's safekeeping. a trust. checkroom for baggage. entrusted to one's safekeeping. charge. check room. consignation. safe custody. security.
Result of Turkish - German dictionary
emanet
Aufbewahrung [die], Gepäckaufbewahrung [die]
Result of Turkish - French dictionary
emanet
dépôt [le]
Result of Turkish - Bulgarian dictionary
emanet
is. поверяване на вещ (някому), оставяне на нещо за пазене (принякого)
залог
вещ, оставена на съхранение
yemanet yeri гардероб на жп гара, автогара, летище и под.
Result of Ottomans Turkish dictionary
emanet
Eminlik. İstikamet üzere bulunmak.
Birisine koruması için teslim edilen şey. Birisine bir şeyi koruması için teslim edilen şey. Birisine bir şeyi koruması için bırakma. Emniyet edilip inanılan şey.