Dictionary.gen.tr

 

Result of Turkish - Turkish dictionary

 
fakir
sıfat
  • Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara, zengin karşıtı
    "En fakir köyler taştandır ve üstü kiremittir." - F. R. Atay
  • Olması gerekenden az
    "Seni fakir, soluk bir dekor içinde görmek istemem." - M. Yesarî
  • (isim) Hindistan'da yokluğa, eziyete kendini alıştırmış derviş.
  • (mecaz) Zavallı, kimsesiz
    "Hey gidi kahpe felek, gençliklerine doymadan gitti fakirler." - H. Taner
  • (isim, mecaz, eskimiş) Kişinin alçak gönüllülük göstermek için kendisine verdiği san
    "Fakir dün ziyaretinize geldimse de bulamadım." - Şemseddin Sami

Result of Turkish - English dictionary

 
fakir
  • poor. needy. pauper. destitute. distressed. impecunious. indigent. necessitous. penniless. penurious. ropy. small. pauper. poor person. fakir.
  • humble. needy. pauper. poor. fakir. dervish.
  • An Oriental religious ascetic or begging monk.
  • See Faker. a Muslim or Hindu mendicant monk who is regarded as a holy man.
  • needy. poor. destitute. needy / unfortunate or miserable person. barehanded. fakir. have- not. impecunious. indigent. necessitous. penurious.
  • a Muslim or Hindu mendicant monk who is regarded as a holy man.
  • fakir.

Result of Turkish - German dictionary

 
fakir
  • arm, ärmlich, bedürftig, dürftig, karg, kärglich
  • Arme(r) [der] [die]

Result of Turkish - French dictionary

 
fakir
  • pauvre
  • indigent/e
  • misérable
  • miséreux/euse * malheureux/euse [le][la]
  • meurt-de-faim [le][la]
  • fakir [le]

Result of Turkish - Bulgarian dictionary

 
fakir
  • s. ve is. беден
  • нещастен, жалък
  • бедняк, сиромах
  • дервиш, факир
  • fakirin tesellisi ölümdür посл. утешението на бедняка е смъртта.

Result of English - Turkish dictionary

 
fakir
  • (i). derviş, fakir, Hint fakiri.

Result of French - Turkish dictionary

 
fakir
  • fakir fakir, Hint dervişi

Result of English - English dictionary

 
fakir
  • (n.) An Oriental religious ascetic or begging monk.

Result of Ottomans Turkish dictionary

 
fakir
  • Biçâre, muhtaç, yoksul. İslâm dini, ev kirası, yiyecek, içecek, giyecek, ilaç, yakacak gibi zorunlu ihtiyaçları karşılandıktan sonra yılda 96 gram altın alabilecek kadar geliri olmayanları fakir sayar. Fakirlerden vergi alınmaz, İslâm devleti zorunlu ihti

Permalink to this page 

 

© 2008 Dictionary.gen.tr - All rights reserved.