Dictionary.gen.tr

 

Result of Turkish - Turkish dictionary

 
madde
isim
  • Duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne, özdek
    "Bütün uyuşturucu maddeler gibi, vazgeçemeyeceği kadar bağlanarak yalana alışır." - N. Cumalı
  • Bir şeyi oluşturan öge.
  • Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm
    "Kanun tatbikatında merhamet bilmez. Suçları maddeleriyle ölçer. Hükmünü verir, çarpar." - H. R. Gürpınar
  • Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri
    "Bir uzmanla buluşacağı zaman ansiklopediyi açar, o konuyla ilgili maddeyi okur." - S. Birsel
  • İleri sürülen sorun.
  • Para, mal vb. ile ilgili şey.
  • Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım.

Result of Turkish - English dictionary

 
madde
  • material. matter. stuff. item. substance. article. clause. entry.
  • article. body. clause. lubricant. material. matter. object. provision. stuff. substance. entry. paragraph. subject.
  • article. clause. item. matter. question. substance. theme. material. component. ingredient. entry. section. topic. provision. stipulation. commodities. element. head. stuff. thing. timber.

Result of Turkish - German dictionary

 
madde
  • Stoff [der], Substanz [die], Gegenstand [der], Masse [die], Materie [die], Position [die], Paragraph [der], Artikel [der]

Result of Turkish - French dictionary

 
madde
  • matière [la]
  • substance [la]
  • article [le]
  • clause [la]

Result of Turkish - Bulgarian dictionary

 
madde
  • is. филос. материя, субстанция
  • вещество, материал
  • продукт
  • параграф
  • дело, статия, предмет
  • товар, вещ
  • въпрос, проблем.

Result of Turkish - Russian dictionary

 
madde
  • Материал » [matyerial]
  • стихия » [stihiya]

Result of Ottomans Turkish dictionary

 
madde
  • Zahir duygularla hissedilen, ruhâni olmayıp, ağırlığı olan, cismâni bulunan.
  • Asıl, esas, cevher, mâye.
  • Bend, fıkra, kısım.
  • İlm-i Kelâmda: His âzâmız üzerine bir takım muayyen ihtisâsât husule getiren veya getirebilen, her şey.
  • Tıb: Çıbanın içinde

Permalink to this page 

 

© 2008 Dictionary.gen.tr - All rights reserved.