sert, sek (içki); pirinç ve makarna gibi kuru (yiyecek); sıkıcı
(A.B.D.)., (k.dili). içki yasağı uygulanan dryasdust (s). sıkıcı. dry cell kuru pil.dry cleaning kuru temizleme.dry cough kuru öksürük.dry dock gemilerin bakım ve onarımlarının yapıldığı suyu boşaltılabilen havuz. dryeyed (s). ağlamayan, göz yaşı dökmeyen. dry farming kuru tarım usulü. dry goods manifatura, mensucat. dry humor ince ve düşündürücü bir mizah tarzı. dry ice donmuş karbondioksit. dry kiln kereste kurutucu fırın. dry land kurak bölge. dry measure kuru şeylere mahsus hacim ölçü birimleri. dry nurse dadı .dry point asitsiz kullanılan hakkâk kalemi. dry rot kerestenin içindeki toz gibi çürüklük
meyvadaki çürük veya bu çürüğü meydana getiren mantarımsı şeyler
(mec). ahlâki çöküntü. dry run deneme koşusu. dryshod (z). ayaklar ıslanmadan. dry town (A.B.D.). (k.dili). içki yasağı uygulanan şehir. dry wall harçsız taş duvar. dry wit ince nükte, farkında değilmiş gibi söylenen nükteli söz. The cow is dry. ineğin sütü kesilmiş. a dry speech yavan söz, tatsız konuşma. dry years verimsiz yıllar.dryly (z). kuru bir şekilde
inceden inceye alay ederek. dryness (i). kuru oluş
duygu veya hayal gücü eksikliği.
(f). (ied) kurutmak
sütünü kesmek
kurumak
suyu veya sütü kesilmek. dry up bütün bütün kurumak veya kurutmak: (A.B.D).(argo).susmak, çenesini tutmak.