Dictionary.gen.tr

 

Result of Turkish - Turkish dictionary

 
beslemek
(-i durum ekiyle kullanılan fiil)
  • Yiyecek ve içeceğini sağlamak
    "Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." - H. E. Adıvar
  • Yedirmek
    "Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti." - H. E. Adıvar
  • Semirtmek.
  • Eklemek, katmak, çoğaltmak
    "Ateş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı." - N. Cumalı
  • Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek
    "Bacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık." - R. N. Güntekin
  • Yetiştirmek
    "Herkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya!" - H. Taner
  • (mecaz) Bir duyguyu gönülde yaşatmak
    "Uzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi." - Y. K. Beyatlı
  • (mecaz) Maddi yardım yapmak, desteklemek.

Permalink to this page 

 

© 2008 Dictionary.gen.tr - All rights reserved.