Dictionary.gen.tr

 

Result of Turkish - Turkish dictionary

 
dolaşık
-ğı sıfat
  • Karışık (saç, ip vb.)
    "Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var." - Karacaoğlan
  • Dolaşarak giden (yol)
    "Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş." - A. Haşim
  • (mecaz) Kolay çözülmeyecek veya içinden çıkılmayacak derecede karışık
    "Birtakım dolaşık işleri yüzünden istifasını verip çekildi." - Y. K. Karaosmanoğlu
  • (mecaz) Amacını doğrudan doğruya değil de, dolayısıyla sezdiren
    "Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı." - P. Safa
 
dolaşıklık
-ğı isim
  • Dolaşık olma durumu.
 
dolaşıksız
sıfat
  • Dolaşık olmayan.

Permalink to this page 

 

© 2008 Dictionary.gen.tr - All rights reserved.