Dictionary.gen.tr

 

Result of Turkish - Turkish dictionary

 
fakir
sıfat
  • Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara, zengin karşıtı
    "En fakir köyler taştandır ve üstü kiremittir." - F. R. Atay
  • Olması gerekenden az
    "Seni fakir, soluk bir dekor içinde görmek istemem." - M. Yesarî
  • (isim) Hindistan'da yokluğa, eziyete kendini alıştırmış derviş.
  • (mecaz) Zavallı, kimsesiz
    "Hey gidi kahpe felek, gençliklerine doymadan gitti fakirler." - H. Taner
  • (isim, mecaz, eskimiş) Kişinin alçak gönüllülük göstermek için kendisine verdiği san
    "Fakir dün ziyaretinize geldimse de bulamadım." - Şemseddin Sami
 
fakir cevher
isim, madencilik
  • İçindeki madenin oranı düşük olan maden cevheri.
 
fakir fukara
  • Yoksullar, geçimini sağlamakta güçlük çekenler
    "Bu hindileri yiyen oradaki fakir fukara da müsteşar beye amma da dua etmiştir." - B. Felek
 
fakirane
sıfat, eskimiş
  • Fakir gibi, fakire uygun düşen
    "Renksiz, fakirane bir hayat, cazibesiz ve yabancı bir erkek." - R. N. Güntekin
 
fakirce
sıfat
  • Yoksul.
  • (zarf) Fakire benzer biçimde.
 
fakirhane
isim, eskimiş
  • Düşkünler yurdu.
  • (mecaz) Alçak gönüllülük göstermek için kendi evinden bahsederken kullanılan bir söz
    "Yusuf Ali'nin Yıldızlara Karşı'yı yazdığı masa bizim fakirhanede bulunuyor." - R. N. Güntekin

Permalink to this page 

 

© 2008 Dictionary.gen.tr - All rights reserved.