Dictionary.gen.tr

 

Result of Turkish - Turkish dictionary

 
karşı
isim
  • Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi, yamaç
    "Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar
  • Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı
    "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik." - R. H. Karay
  • Ön, kat, huzur
    "İkisi birden müdürün karşısına çıkarlar." - Y. Z. Ortaç
  • (sıfat) Bulunan yere göre önde, ileride olan.
  • (sıfat) Karşıt, zıt, muhalif.
  • (zarf) Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.
  • (zarf) Karşılık olarak, mukabil
    "Bir ölüm haberine karşı ben, içimde bin ezinti, bin çöküntü duydum." - A. Ş. Hisar
  • (zarf) İçin, hakkında
    "Edebiyata karşı ilk alaka sizde nasıl ve ne zaman başladı?" - S. F. Abasıyanık
  • (zarf) -e doğru
    "Bir sabaha karşı yine çakal sesleriyle uyanmıştım." - S. F. Abasıyanık
 
karşı akın
isim, spor
  • Karşı takımın yaptığı bir akını durdurup hemen akına geçme işi, kontratak.
 
karşı devrim
isim, sosyoloji
  • Bir devrimi yıkmayı ve onun ürünlerini ortadan kaldırmayı hedefleyen hareket.
 
karşı düşürüm
isim, ticaret
  • Ucuzluğa karşı yapılan ucuzluk.
 
karşı gelim
isim, biyoloji
  • Karşıtlık.
 
karşı görüş
isim, felsefe, mantık
  • Bir teze veya iddiaya karşı yeni ve değişik önerme getirme.

Permalink to this page 

 

© 2008 Dictionary.gen.tr - All rights reserved.