Dictionary.gen.tr

 

Result of Turkish - Turkish dictionary

 
oturak
-ğı isim
  • Oturulacak yer veya şey.
  • Alçak iskemle.
  • Bir şeyin yere gelen tarafı, taban.
  • Ördek.
  • İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti.
  • Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm.
  • (sıfat) Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm.
  • (denizcilik) Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta.
 
oturak âlemi
isim
  • Anadolu'nun bazı yörelerinde, sadece erkeklerin katıldığı, kadın oynatılan içkili toplantı.
 
oturak kündesi
isim, spor
  • Güreşte bir elin arkadan iki bacak arasından, ötekinin de önden getirilerek kasık üzerinde kilitlenmesi biçimindeki kündeleme
    "Biraz savaştıktan sonra bir oturak kündesiyle çocuğu yere vurdum." - B. Felek
 
oturaklı
sıfat
  • Sağlam, gösterişli
    "Çoğu dört köşe, kalın, oturaklı olan Arap üslubu minareler o ruhaniliği vermez." - R. H. Karay
  • Yerinde sağlam duran.
  • Yerinde ve sırasında söylenen, çarpıcı (söz).
  • (mecaz) Saygı uyandıran, ağırbaşlı (kimse)
    "Seçmenleriniz sizin daha bir oturaklı, daha bir ağırbaşlı, daha bir ölçülü olmanızı isterler." - H. Taner
 
oturaklılık
-ğı isim
  • Oturaklı olma durumu.

Permalink to this page 

 

© 2008 Dictionary.gen.tr - All rights reserved.