Dictionary.gen.tr

 

Result of Turkish - Turkish dictionary

 
uzatma
isim
  • Uzatmak işi, temdit.
  • Sıhhi tesisatçılıkta kısa boruları uzatmak için kullanılan, kısa boru parçası.
  • (denizcilik) Bir ucu kıyıya bağlı durumda denize uzatılıp bırakılarak kullanılan balık ağı.
  • (gramer) Ünlülerin uzun söylenişi.
  • (spor) Oyun içerisindeki duraklama dakikaları.
  • (spor) Eşit sayılarla biten bir elemeli oyunu, kazananın belli olması amacıyla, kurallarına uygun olarak belli bir süre daha sürdürmek.
 
uzatma işareti
isim, gramer
  • Düzeltme işareti.
 
uzatmak
(-i durum ekiyle kullanılan fiil)
  • Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak.
  • Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek
    "Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar." - M. Ş. Esendal
  • Bir şeyi vermek için birine yöneltmek
    "Şu köşe rafında toz şeker kutusu var, uzatıver bana." - A. Gündüz
  • Germek.
  • ((nesne almayan fiil)) Konuşmayı sürdürmek
    "Her iki odadan üçer beşer kişi lakırtıyı uzattılar." - M. Ş. Esendal
  • Vermek, göndermek.
  • Süreyi artırmak, temdit etmek
    "Meclis, olağanüstü hâl süresini değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine ... süreyi uzatabilir..." - Anayasa
 
uzatmalı
sıfat
  • Süresi uzatılan.
 
uzatmalı çavuş
isim, halk ağzında
  • Uzman çavuş.
 
uzatmalı nişanlı
isim
  • Nişanlılık süresi gereğinden çok uzamış olan kadın veya erkek.

Permalink to this page 

 

© 2008 Dictionary.gen.tr - All rights reserved.