Dictionary.gen.tr

 

Result of Turkish - Turkish dictionary

 
zorla
zarf
  • Zor kullanarak, cebren, zecren, metazori
    "Ona da bu hakikati zorla kabul ettirecekti." - Ö. Seyfettin
  • İstemeyerek, isteksiz olarak, zoraki
    "Adama beş lira verdik, zorla başımızdan savdık." - B. Felek
 
zorlama
isim
  • Zorlamak işi, zecir
    "İlk gençliğimin en büyük sıkıntısı bu şiir zorlamasıdır." - F. R. Atay
  • (tıp) Özellikle oynaklarda ara keseciklerinin fıtığı olarak beliren, bir organın zorlanmış olmasıyla ortaya çıkan aksaklık veya bozukluk.
  • (sıfat) Zorlanarak sağlanan, cebrî
    "Melodram ile vodvilin temelde eş yapıda, zorlama türler olduğunu yazar durmadan." - N. Cumalı
 
zorlamak
(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)
  • Birine bir şey yaptırmak amacıyla güç kullanmak, boyun eğdirmeye çalışmak, zor kullanmak, mecbur etmek
    "Bir realite hissi ile değil, bir tarih hissi ile kendimizi zorluyorduk." - F. R. Atay
  • ((-i durum ekiyle kullanılan fiil)) Açılması, kırılması, sökülmesi gereken şeyler için güç kullanmak.
  • Üstelemek, ısrar etmek
    "Bütün köylü zorladı da, bu sefer izin alabildi." - Ö. Seyfettin
 
zorlamasız
sıfat
  • Kolay, içten
    "Akıcı, zorlamasız, açık anlatımlı bir üslubu vardı." - H. Taner
 
zorlanış
isim
  • Zorlanma işi veya biçimi.
 
zorlanma
isim
  • Zorlanmak işi.

Permalink to this page 

 

© 2008 Dictionary.gen.tr - All rights reserved.